Bugün güneş çıktı! Güzel havayı değerlendirerek yürüyüşe çıkıp fotoğraflar çekmeye karar verdim. Her halde 3 yazılık madde çıkmış! Küçük meydanımıza inen yolda bü güzel ev var. Bahçelerine hiç girmedim (hımmm, kendimi nasıl davet ettireyim acaba...) fakat çok hoş bir mekan yaratmışlar ve erik ağaçları muhteşemdir!
We must have some major microclimate action going on here. I took a walk up the hill to Kavacık today and the more exposed slopes are quite ahead of my garden. Despite the late cold though, a few things are popping up here as well. Most of them are wild, and though not things that most would plant in the garden, they provide a good preview of things to come.
Herhalde mikroiklim fenomeni burada çok etkili. Bugün bir yürüyüşe çıktım, mahallenin üst yamaçlarında çok çiçek çıkmaya başlamıştı. Kendim bahçemde de çoğu yabani olmak üzere birkaç şey de çiçek açmaya başladı. Çoğumuz bunları isteyerek bahçemize ekmezsek de, baharın yolda olduğunu müjdeliyorlar.
Bu Caltha türü, en sevdiklerimin arasında. Bahçemizin en alt kısımlarında özellikley yaygın olan bu çiçek, ilk açılanlardan oluyor. Seattle'da bunların birkaç türünün süs bitkisi olarak kullandıldığını gördüm. Yaprakları parlak, çiçekleri gönlü çoşturan bir parlak sarıdır, fakat zavallı bitki, mükemmel bir tane açmayı bir türlü beceremiyormuş gibi geliyor, ya bir yaprağı eksik oluyor, ya yamuk açılıyor. Kökünden kazarsanız her tanesi yeni bir bitkiye büyüyecek pirinçten tanelerine oluşmuş gibi görünen küçücük bir top bulacaksınız. Eğer bir sebze bahçesinden çıkarıyorsanız o topu paramparça etmemeye dikkat ediniz!
Bu küçük Veronica her yerde. Arsız bir ot olsa da nispetten zararsızdır. Kolay çıkar, tohum üretmeden önce yolarsanız fazla dert çektirmez.
Benim menekşekerim yapraklarını ancak çıkarmaya başladığı halde, yukarıya doğru on dakika yürüyerek batıya bakan bir taş duvarının dibinde bunları buldum. Taşlar kuşkusuz güneşin ısısını depolayarak daha hızlı gelişmelerini sağlamıştır. Çiçekleme süreci çok kısadır, bir gün çiçeklerle kaplı, birkaç gün sonra bitiyor. Gözlerinizi kırpmayın, kaçırırsınız!
İstanbul'da sinirimi çok bozan birşey, boş alanların genelde çöplük olarak sayıldığıdır. "Türkiye bir cennettir" diyen vatandaşlar aynı zamanda o cenneti mahvediyorlar. Bugün işte beni çok mutlu eden birşey gördüm. Bazı ülkelerde "gerilla bahçivanlığı" diye bir hareket var, yaşadıkları şehirlerini güzelleştirmek isteyen gönüllüler, boş alanlara gizli olarak çiçek tohumu ekiyorlar, bitkiler, çalılar, ağaçlar bile ekiyorlar. Kendi başına öyle düşünerek kimliği mechul olan bir vatandaş, yolun kenarında susen ve diğer bitkiler dikmiş, korunmalarını sağlamak için ise etrafta bulunan düşmüş dallardan bir çit yapmış. Küçük bir girişim olabilir de, herkes öyle düşünse ne kadar güzel bir yer olurdu İstanbulumuz. Helal olsun!
No comments:
Post a Comment