Monday, January 9, 2012

Winter Lights - Kış Işıkları

I'll be the first to admit that I don't spend lots of time out in the garden this time of year. We have some pleasant days but overall January in Istanbul is not much different from January in Seattle. If you like blowing cold rain, this is the place for you!

But of course there are still things going on in the garden. We think of winter as an inactive time, and spring as the season of reawakening, but here in our hard-to-pin-down, almost-but-not-quite-Mediterranean climate, things are a little different. Fall does bring the baring of the trees, but also the first real rains, which wake up most of the herbaceous plants. By January, the hills are green; as I walk up the long back road to the Kavacık market I see growing Geranium robertianum, grasses, sweet violets, sicleweed, wild Erodium and Lathyrus species and much more. Chickweed makes a deep fresh carpet over exposed areas, along with one of my most-despised weeds, pellitory, aka asthma weed (Parietaria judaica). If you live in the US you might not be familiar with it; if you're in Australia, you almost certainly are. It's a spreading weed with brittle red stems and tenacious roots that produces no end of small burr-like seeds. But it has its place as part of the spring carpet.

In the garden, there are still some autumn stragglers. The most conspicuous is the pineapple sage (Salvia elegans). In Seattle I grew this plant for its wonderful fragrant leaves but rarely got much floral mileage out of it because the first frosts would usually put an end to the show almost as it began. Here, it gets nearly five feet tall and it's just now starting to look a little tired. It also set seed for the first time since I've grown it; several small plants have come up around the garden.

Of course the winter preparation for the spring burst is also underway in the garden. There are now great rosettes of white comfrey and borage, waiting for the warming of spring to send up their white and blue flower clusters. Evening primrose rosettes lay dark and flat, taking advantage of the occasional warm day to score a little growth. Hellebores are also taking advantage of the abundant water to grow this year's collection of thick leaves before hardening them off for the hot days ahead. Some of the narcissus, most notably the paper whites, are already almost full size, and it won't be long before they add their fragrance to winter days. A single sweet violet has already bloomed. The Amaryllis belladonna is growing great guns, storing its energy for the show. It takes a slightly different tack, dying down in late spring and waiting till most of the competition has passed before re-announcing its presence in late summer with a sudden fanfare of hot pink trumpets.

Sometimes what we think of winter flowers are just late fall stragglers, or especially precocious spring bloomers. In Iowa crocus and grape hyacinths were early but that meant April; here the crocus are already well on their way by late February. Still, they are "spring flowers" to me. Others though are real winter troopers, going through the worst that (our) winter has to offer. Winter Honeysuckle is one of them; I've already seen its sweet-scented flowers appearing on bushes around the city, mostly unnoticed by passersby. Chimonanthus praecox (wintersweet) is not all that common here, but it should be starting any day now with its yellowish bells and bittersweet fragrance, like perfumed wine.

The other day I was out checking the state of things when I noticed a flash of purple out of the corner of my eye. It was an iris, but not a confused German iris like last year. This was Iris unguicularis, or Cretan iris, also known as Algerian iris. I'd gotten the plant 3 years ago from a friend in Seattle along with several Pacific Coast hybrids and they'd gotten mixed up. Since they look rather similar out of bloom, I wasn't even sure what the plant was till I saw it in bloom for the first time.

This is one very tough plant, and ideal for xeriscapes. It's a carefree plant that will practically thank you for summer neglect, rewarding you in the darkest days of winter with a long succession of beautiful flowers ranging from pale lavender to rich purple blue. The flowers are not held high; they can be somewhat obscured among the leaves but why look a gift horse in the mouth? It may also take a little patience, but about the only thing you will have to be vigilant about is slugs and snails; for a snail, an emerging Cretan iris flower is something like a dark chocolate pecan caramel in the middle of a box of fruit creams...they'll pass up everything else to get it. So a sprinkling of snail bait is not a bad idea!

I. unguicularis is not the easiest plant to find in nurseries but it's available online with several named varieties, including some pure white varieties. One English company that offers it is Avon Bulbs.

Kışın bahçeme çok çıkmadığımı açıkça kabulleniyorum. Buranın Ocak havası, Seattle'ınkine fazlasıyla benziyor zaten, sümüklü böcekler veya soğuk rüzgarlar ve yağmur seven mazoşistler için ideal!

Genelde kış hareketsiz bir zaman olarak düşünülüyor fakat aslında çok hareket var. Bizim "hemen-hemen-Akdeniz-fakat-tam-olmayan" ikliminde kış, bir "uyku" zamanından çok, bir "hazırlanma" zamanı olarak nitelendirilebilir. Sonbahar çıplaklaşan ağaçler getirse de, aynı zamanda yamaçları yeşile büründürüen ilk yağmurlar da getiriyor beraberinde. Belli olmazsa bile, soğanlar ve diğer bitkiler büyümek ve yazda azalan sudan iyi faydalanabilmek için köklerini derinlere uzattırıyor. Hodanlar şimdiden kocaman olmuş, yanındaki bitkilerinin ilbaharda altlarında kaybolmasını engellemek için şimdiden iyice elemem gerekecek. Onları elerken, aynı zamanda her tarafta büyüyen, en çok nefret ettiğim ot olan Parietaria judaica'yı yoluyorum. Türkçe adını hiç bilmiyorum, bilen varsa söyler misiniz? İngilizcede "astım otu" diyoruz. Ben de onu "İstanbul'un resmi otu" olarak düşünüyorum, bulunmadığı yer yok çünkü! Toprak biraz sertleştikten sonra çok daha zor olacak, çünkü gövdeleri kırılgan fakat kökleri sapasağlam. Şimdi kolayca çekilebilir.

Çiçeklerini sonbaharda açan bazı bitkiler, kışa devam ediyor. Bunlardan kendini çok belli eden bir tane, Salvia elegans, nam-ı diğer "Ananas kokulu adaçayı." Seattle'da bu bitkiyi daha çok mis kokulu yaprakları için yetiştiriyordum, ayazlar daha erken geldiği için çiçekleme faslı başlar balamaz sona eriyordu. Fakat İstanbul'daki bahçemde bu dayanıklı bitki yaklaşık 1.80 cm'a ulaşmış, çiçeklerini açmaya da devam ediyor. Geçen yıl ilk defa tohum da yaptı, birçok küçüğü bahçenin değişik yerlerinde çıktı.

Başka bitkileri "erken açan ilkbahar çiçekleri" olarak değerlendiriyorum. Mesela çiğdemler çok erken açsa da, gerçek kış çiçeği sayılmaz.

Fakat bazı bitkiler gerçekten kış kahramanları oluyor. Mesela İstanbul'un çok parkında bulunan fakat pek farkına varılmayan Kış Hanımelisi (Lonicera fragrantissima) var. Şimdiden bile güzel kokulu çiçeklerini açmmaya başlamış. Şimdiden ana gövdesinden 20 cm'lik bir ucunu kırıp toprağa dikerseniz, ilkbahara kadar kök salar. Her bahçenin bir köşesinde olmalı bence! (Öyleyse neden benimkinde yok?) Bir başka parlayan kış yıldızı, Chimonanthus praecox'tır. Bu İran menşeli bitki İstanbul'da çok yaygın olmamasına rağmen yok da değil. Levent'te bir evin önünde kocaman bir çalısı gördüm. Memleketinde "gol-e yakh" (buz çiçeği) olarak bilinen bu bitkiyi belki ilk başta gözleriniz değil burnunuzla bulursunuz, sarımsı çan şeklindeki çiçekleri parfümlü şarap gibi bir yoğun koku saçıyor. Sabriniz varsa tohumdan da yetiştirabilirsiniz, kışta dallarında devam eden tohumları şimdiden ekebilirsiniz. Fakat çiçek açana kadar en az 4 yıl süreceği için biraz para harcayıp fidanlıktan almakta da yarar var.

Birkaç gün önce güzel havadan faydalanıp bahçemin durumuna bakmak için çıktığımda, gözümün bir ucunda mor bir parıltı gördüm. Bir iris (süsen)miş! Fakat geçen yılki gibi şaşırmış bir "mezarlık zambağı" değil, bu kez gerçek anlamıyla bir kış irisiydi - Girit irisi veya Cezayir irisi olarak da bilinen Iris unguicularis. Birkaç yıl önce Seattle'da yaşayan bir arkadaştan aldığım bu bitkiyi, çiçek açmadığı dönemde çok benzediği Pacific İrislerle karıştırıp, acaba niye çiçek açmıyor diye merak da etmiştim...

Daha yaygın olan mezarlık süsenleri kadar gösterişli bir bitki değil bu, çiçekleri genelde yaprakların arasında açılıyor. Fakat kışın bu denli güzel bir çiçek açtığına göre, "bedava bir atın dişlerine bakılmaz" bence. Son derece dayanıklı bu iris, ihmalınız için size karakışın ortasında bol çiçekle teşekkür edecek, yeter ki biraz sabrınız olsun. Ayrıca salyangozlar her halde bunun tomurcuklarını, bayat sossuz salatanın ortasında bir parça baklava gibi gördükleri için biraz salyangoz ilacı da kötü bir fikir değil.

Cezayir irisi burada kolay bulunmaz fakat internette satış yapan yurtdışı fidanlıklardan elde edilebilir. Avon Bulbs mesela beyazdan zengin mora kadar uzanan birkaç cinsi sunuyor.

Hurma tohumlarını isteyenlere bir not: Sizi unutmadım! Birkaç istek geldiği için hepsini aynı günde göndereceğim.

4 comments:

scottweberpdx said...

How fascinating, I had no idea that Istanbul has similar weather to use here in the Pacific Northwest...that Iris is stunning!

Sazji said...

The summers are hotter and more humid though we do still get the drought in August and September. But winters are very similar; a little warmer and a little less gray but still lots of rain. A few days ago we had blowing rain; I could have sworn I was in Seattle. :) Right now we have snow on the ground but it probably won't last long.

su said...

do you know guerilla gardeners in istanbul?

http://avventvra.blogspot.com/2011/12/ortak-bostan-good-magazinede.html

http://www.good.is/post/this-homegrown-youth-movement-is-occupying-italy-legally/

I did this in Rome, Italy and my friends would like to do it in Istanbul but don't know where to start. feel free to leave your response as a comment to the the first post. thank you and keep up the good work!

Sazji said...

I did read the Turkish page that mentioned Rome and the US but haven't heard about it happening here. There is a group that is working to start shared gardens in the Fener/Balat area; they're called "Sebze Sepeti" I'll send you a contact by private mail.