They tend to wilt a bit by day... |
Altı gün önce Kuşadası'na ve oradan Sisam Adası'na hareket ettiğimde yaz (pastırma yazı olsa da) kesinlikle hala hakim oluyordu. Sıcaklık ve nemde herkes "ya yeter ya bu sıcaklık ne zaman biter ya" diye şikayet edip duruyordu. Dün sabah saat 6.30ta döndüğümde sıcaklık 15 civarındaydı, yeni yağmur yağmıştı. Iowa'da sonbaharın simgesi rengi dönen yapraklar oluyordu fakat İsanbul'da, benim için, "sonbahar geldi" diye anons eden şey, yağmurdur kesin. Yazın bazı tam olarak gelmediği, güneşi bazen bir buçuk ay boyunca görmediğimiz Seattle'da yağmura katlanıyordum, alışmıştım, fakat böyle bir sıcak ve nemli yazın sonunda bu hava, bir annenin okşaması gibi geliyor. Belgrad Ormanı'nda bazı mantarlar değişimi sezip uyanmaya başlaıyor, ve yazı biraz rahatsız geçen Brugmansialar yeniden çiçek açmaya başladı. Geçen yıl direkt toprağa ektiğim bu Brugmansiayı, kar fırtınasında kaybettiğimi zanneetmeme rağmen ilbaharda köklerinden daha da güçlü olarak çıkınca bu yıl muhteşem bir şov yapıyor. Geceleri kokusu öyle yoğun ki evin içine bile ulaşıyor.
This one won't be going in any curries... |
Tabi ki kabaklarla dolu bir bahçe de var. Normalde bitkilerin tamamen sarardığına kadar bırakıyorum fakat bu yıl birazcık erken toplamaya karar verdim. Sebleri ikidir: 1) Çok olgunlaşan iki Bunkan kabağı çürüdü, ve 2) yağmurlarda bir ordu gibi çıkan salyangozlar, kabakların koçanlarını yemeyi seviyor. Özellikle Triamble'inki cezbediyor. Zaten kurumamış olan bitkilerin bile çoğu iyice sararmaya başlamış.
Here's the first batch. The orange ribbed futsus actually ripened quite a while ago, so I just put one in for variety. The slightly greenish-yellow, teardrop shaped Seminole was the first to be harvested, its vine is still looking good and they're up out of snails' reach so I'm going to let them ripen to the end.
İlk partisi bu işte - turuncu boğumlu futsular aslında çok önce olmuştu, biraz çeşit adına dahil ettim. Sol tarafındaki "damla" şekli olan Seminole ise, bitkilerinde hala kalan 14 tanesinden bir tanesidir. Ağaca tırmandıkları için salyangozlar erişemiyor, o yüzden ya en azından ayın sonuna kadar, ya bitkileri tamamen kuruduğuna kadar bırakacağım.
The first batch. |
Yesterday's harvest. The straight-necked Penn. Dutch was growing off the ground. The large gray one is a Turkish squash planted by...who knows? |
İşin acayıp tarafı, üç türün en tropikalı olan C. moschata cinsleri, hala en sağlam durumda. Pennsylvania Dutch Crookneck hala yeni meyveler oluşturuyor, ve olgunlaşan en azından yedi tane Bunkan var. Bazıları olacak, bazıları da olmayabilir. Hatta üç tanesi, Ağustos ayında tırmanmaya başladığı erik ağacının tepesinde!
Bungkan, the "Duracell" of squash...they just keep going, and going, and going, and going... |